*Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan kalleşçe saldırı, tüm Türkiye'yi derinden üzdü. Bu çirkin olayın failleri bir an önce ortaya çıkarılmalı ve en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.*
Özgür Özel'e yönelik gerçekleştirilen bu alçakça saldırı, siyasi arenada büyük bir infial yarattı. Saldırı, sadece bir bireye değil, tüm demokratik değerlere yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilmektedir. Siyasi liderler ve halk, bu durumu lanetleyerek, saldırının faillerinin bir an önce bulunmasını talep etmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi, bu tür alçakça eylemlere karşı duruşunu net bir şekilde ortaya koymuştur.
Bu olay, geçmişte yaşanan benzer olayları da akıllara getirdi. Saldırı, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli bir yer tutan İsmet İnönü'ye yapılan suikast girişimini hatırlatmaktadır. O dönemde de benzer bir korku ve endişe yaşanmıştı. Bugün, Özgür Özel'in yaşadığı bu durum, Türkiye'nin siyasi tarihinde bir dönüm noktası olarak kaydedilecektir.
21 Şubat 1964 tarihinde, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı İsmet İnönü'ye yönelik gerçekleştirilen suikast girişimi, Türk siyasi tarihinin en çarpıcı olaylarından biridir. O gün, İnönü makam aracına bindiğinde, bir elektrik işçisi tarafından ateş açılmıştır. Neyse ki, İsmet Paşa bu saldırıdan yara almadan kurtulmuştur. Ancak bu olay, Türkiye'de siyasi cinayetlerin ve suikastların ne denli ciddi bir tehdit olduğunu gözler önüne sermiştir.
Olayın ardından, saldırgan Mesut Suna, gözaltına alınmış ve yargılanmıştır. Mahkemede 25 tanık dinlenmiş, ancak İnönü'nün dinlenmesine gerek görülmemiştir. Sonuç olarak, Mesut Suna, ağır bir ceza almış, ancak kurşunlar İnönü'ye isabet etmediği için cezası hafifletilmiştir. Bu durum, adaletin ne kadar karmaşık bir süreç olduğunu göstermektedir.
Özgür Özel, yaşadığı bu alçakça saldırıya rağmen, görevine devam etme kararlılığını göstermiştir. İsmet İnönü'nün suikast girişiminden sonra gösterdiği cesaret, bugün Özgür Özel için de bir örnek teşkil etmektedir. İnönü, bu tür saldırılara karşı evine kapanmamış, aksine siyasi çalışmalarına devam etmiştir. Bu durum, muhalefet görevini üstlenen liderler için önemli bir ders niteliğindedir.
Özgür Özel, karşılaştığı bu alçakça saldırının kendisini muhalefet görevini yapmaktan alıkoymaması gerektiğini vurgulamıştır. Türkiye'nin demokratik yapısının korunması adına, bu tür saldırılara karşı durmak ve mücadele etmek gerekmektedir. Siyasi liderlerin, halkın güvenliği ve demokratik değerlerin korunması için cesur adımlar atması elzemdir.