Kahramanmaraş depreminin yıl dönümüne kısa bir süre kala, Prof. Dr. Naci Görür, şehirlerin depreme dirençli hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Görür, 'Eski haline getirirsek yine ölüm yine yıkım' dedi. Türkiye, 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve 11 ili etkisi altına alan iki büyük depremle sarsıldı. Bu felaketler, milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkilerken, 53 bin 537 vatandaşımızın yaşamını yitirmesine neden oldu.
Aradan 2 yıl geçerken, bilim insanları afetin etkilerini ve gelecekteki olası riskleri değerlendirmeye devam ediyor. Deprem sorununun çözümü için anlayış değişikliği gerektiğini belirten Görür, 'Depremler ebediyen tekrarlanacak. Bütün acı ve ölümleri birbirimize devir edip duracak mıyız?' şeklinde bir değerlendirme yaptı.
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Görür, 'Bu sorundan ancak deprem dirençli kentler yaratmak suretiyle kurtulabiliriz.' ifadesini kullandı. Deprem dirençli kentler, büyük depremleri minimum hasarla atlatan yerler olarak tanımlanıyor. Bu tür kentlerin oluşturulması, toplumun geleceği için kritik bir öneme sahip.
Görür, kent yönetimi, halk, altyapı ve yapı stoku gibi unsurların eğitim ve bilimle desteklenmesi gerektiğini belirtti. 'Eğer bu unsurları deprem dirençli hale getirirsek bu dertten büyük ölçüde kurtuluruz.' dedi. Bu yaklaşım, gelecekteki olası depremlere karşı hazırlıklı olmanın anahtarı olarak görülüyor.
Görür, çağdaş ülkelerde depreme dirençli kentlerin bu sorundan kurtulmalarını sağladığını vurguladı. 'Depremde biz binlerce insanımızı feda ederken oralarda ancak bir kaç kişi tesadüfen ölüyor.' şeklindeki açıklaması, Türkiye'deki durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Bu durum, Türkiye'nin depreme hazırlık konusunda daha fazla adım atması gerektiğini gösteriyor.
Deprem dirençli kentlerin oluşturulması, sadece yapıların güçlendirilmesi ile sınırlı kalmamalıdır. Aynı zamanda, toplumun bilinçlendirilmesi ve eğitim süreçlerinin güçlendirilmesi de önemlidir. Bu sayede, depremlere karşı daha dayanıklı bir toplum oluşturulabilir.
Görür, mesajını 'Biz depremde bütün gayretimizle deprem olan yeri eski haline getirmeye çalışıyoruz. Eski hali deprem dirençli değildi ki.' diyerek sonlandırdı. Bu ifade, geçmişteki hataların tekrarlanmaması gerektiğini vurguluyor. 'Eski haline getirirsek yine ölüm yine yıkım!' uyarısı, gelecekteki risklerin göz önünde bulundurulması gerektiğini hatırlatıyor.
Sonuç olarak, deprem dirençli kentler oluşturmak, Türkiye'nin geleceği için hayati bir öneme sahiptir. Bu hedefe ulaşmak için toplumun tüm kesimlerinin iş birliği yapması gerekmektedir. Eğitim, bilim ve teknoloji ile desteklenen bir yaklaşım, gelecekteki olası depremlere karşı hazırlıklı olmamızı sağlayacaktır.