İstanbul'da yaşanan olaylar, siyasi skandalları ve şeffaflık tartışmalarını gündeme taşıyor. Bir belediye başkanının yanında bulunan 'kafa koparıcılar', 'kasacılar' ve 'kasiyerler' dikkat çekiyor. Bu durum, kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yaratıyor. Toplantılarda kullanılan sinyal kesici jammer'lar ve kapatılan kameralar, şeffaflık iddialarını sorgulatıyor. Her şeyin çok güzel olacağına dair yapılan açıklamalar ise inandırıcılığını yitiriyor.
Belediye başkanının suçüstü yakalanması durumunda bile, etrafındaki emanetçi siyasetçiler ve medya kahramanları onu savunmaya hazır. Özellikle CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in durumu, bu tartışmaları daha da derinleştiriyor. İstanbul seçmeninin rahatsızlığı, genel merkezin sessizliği ile çelişiyor.
Belediye başkanının oteldeki toplantılarda kameraları kapatması ve sinyalleri kesmesi, şeffaflık iddialarını sorgulatıyor. Bu durum, kamuoyunda büyük bir merak uyandırıyor. Kimi saklandığı sorusu, gündemdeki yerini koruyor. İmamoğlu'nun yanında taşıdığı jammer mı yoksa yanında bulunan kişilerin sicili mi daha önemli? Bu sorular, CHP çevresinden yanıt bulamıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in son sözleri, bu tartışmaların ciddiyetini artırıyor. Yolsuzluk karşısında sessiz kalan CHP, seçmenlerin tepkisini göz ardı ediyor. O otelde dönen dolapların nasıl örtbas edileceği ise belirsizliğini koruyor. Günün sonunda, hakikatin kazanacağına dair inanç, kamuoyunda hâlâ var.