2024 yılı, Türkiye’de gazetecilik açısından önemli gelişmelere sahne oldu. Gazeteler, dijital çağda bile güvenilir haber kaynakları olarak kalmaya devam ediyor. Sosyal medya ve gazetecilik arasındaki ilişki, gelecekteki zorlukları belirliyor. Gazetecilik mesleği, yaşadığı tehditler ve değişen dinamiklerle birlikte, toplumun bilgi ihtiyacını karşılamaya devam ediyor.
Bir gazete için yayımlandığı ülkede ve hatta dünya üzerinde gündem olabilmek çok önemlidir. 2024 senesini Türkiye’de çok kere, dünyada da çeşitli kereler gündem belirleyici gazete olarak kapatıyoruz. Suriye’deki yeni dönemde Şam ile varılacak deniz yetki anlaşmasına dair manşetimiz önce Yunanistan sonra da AB ülkelerinde gündem belirledi. Bu durum, gazetelerin uluslararası ilişkilerdeki etkisini gözler önüne seriyor.
Gazeteler, editoryal gözleri ve elleriyle yalan ile gerçeği ayırır. Milliyet’in yaptığı röportajlar ve haberler, gazeteyi dünyada referans gazete konumuna getirdi. Bu sonuç, gazetecilik mesleğinin önemini bir kez daha vurguluyor. 2025’te daha çok çalışma sorumluluğu getiriyor, yeni yıla bunun bilincinde olarak giriyoruz.
Türkiye’de ve dünyada gazetelerin yok olacağına inanan insan sayısı az değil. Dijital çağ, gazeteleri yok edemedi ama işlevini değiştirdi. Eskiden tek haber kaynağı olan gazete, bugün gerçek haberin ve asıl bilginin kaynağı haline geldi. Bu noktada, gazetelerin dijitalleşme sürecinin nasıl ilerlediği önem kazanıyor.
Bugün sosyal medyayı haber kaynağı olarak kullandığını söyleyen çok insan var. Ancak, sosyal medya platformları üzerinden yayılan yalan haberlerin gerçek haberlere oranla daha fazla paylaşıldığı ortaya çıkıyor. Gazeteler, bu durumu aşmak için editoryal süreçlerini güçlendirmeye devam ediyor.
Net olmamız lazım, gazeteler kağıda basıldıkları için değil, gazeteciler tarafından hazırlandıkları için doğru ve yeni haberin adresidir. Sosyal medya veri mühendisliği yaparak bize dair her bilgiyi toplar. Bu durum, gazeteciliğin geleceği açısından önemli bir tehdit oluşturuyor. Sosyal medya platformları, kullanıcıların verilerini toplarken, gazetelerin güvenilirliğini sorgulatıyor.
Türkiye’de at oynatıyorlar ve biz çırılçıplak kaldığımızın farkında olmadan bu şirketlerin ekmeğine yağ sürmeye devam ediyoruz. Gazetecilik mesleği, bu zorluklarla başa çıkmak için yeni stratejiler geliştirmek zorundadır. Sosyal medya şirketlerinin reklam pazarını sömürmesi, gazeteciliği tehdit eden bir durum olarak öne çıkıyor.
Gazeteler halen dünyanın en güvenilir haber kaynaklarıdır. Yılın son haftasında Whatsapp’ın verdiği bir ilanı yayımladık. Gazetecilik mesleğini yaşatmak adına her ülkede davalar açılıyor, yeni yasalar çıkarılıyor. Bu durum, gazeteciliğin geleceği için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Ancak, reklam sömürüsü devam ederse sadece gazetecilik değil, televizyonculuk da büyük zarar görecek. Sosyal medyayı sadece yaş sınırlamasıyla konuşacak zamanı çoktan geçtik. Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde yer alan “memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir” cümlesi artık gerçek oldu. Bu durum, gazeteciliğin geleceği için bir uyarı niteliği taşıyor.
Susurluk deyince çoğunluğun aklına ayran ve tost geliyor ama gazetecilerin aklına ilk gelen bir devlette olmaması gereken ilişkilerin açığa çıktığı Susurluk Kazası oluyor. Kalan son kuşak tükenmeden bu bilgi birikimini gelecek kuşaklara aktaracak düzeni mutlaka kurmak zorundayız. Gazetecilik mesleği, bu zorluklarla başa çıkmak için yeni stratejiler geliştirmek zorundadır.
Herkese mutlu bir yıl diliyorum. Gazetecilik, toplumun bilgi ihtiyacını karşılamaya devam edecek. Bu süreçte, gazetelerin rolü ve önemi daha da artacaktır. Gelecek, gazetecilik için yeni fırsatlar ve zorluklar barındırıyor.