1960 darbesi sonrası İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan diploma skandalı, Ekrem İmamoğlu ile benzerlikler taşıyor. Castro Nuri'nin hikayesi, dönemin yolsuzluklarını gözler önüne seriyor.
1960 yılının gergin atmosferinde, İstanbul Üniversitesi önünde öğrenciler toplanmıştı. Rektör Sıddık Sami Onar’ın teşvikiyle, Nuri Yazıcı, yani Castro Nuri, kışkırtıcı bir konuşma yaparak öğrencileri sokağa çağırdı. Bu olay, 27 Mayıs darbesine giden sürecin başlangıcını oluşturdu. O dönemde, İstanbul Üniversitesi, CHP’nin etkisi altında olan üniversitelerin merkez üssüydü.
Castro Nuri, o yıllarda komünist ve kemalist öğrenciler arasında efsane haline gelmişti. 1961 darbe anayasasını hazırlayan Prof. Dr. Hüseyin Nail Kubalı, darbenin ardından “27 Mayıs darbesi Nuri Yazıcı kadar kutsal” diyerek onun etkisini vurgulamıştı. Bu durum, Castro Nuri’nin üniversitedeki etkisini gözler önüne seriyordu.
Darbeden bir buçuk yıl sonra, İstanbul Üniversitesi’nde bir diploma skandalı patlak verdi. O dönemde, öğrenci işleriyle görevli memurlar, geçemedikleri derslerden öğrencileri geçirmişti. Bu durum, hile ve evrakta sahtecilik ile Hukuk Fakültesi’nden mezun olma yolunu açıyordu. Olayın büyüklüğü, hem üniversite yönetimini hem de dönemin cunta iktidarını zor durumda bıraktı.
O yıllarda, sınavları yapan hocalar, her öğrenci için “GEÇTİ” ya da “GEÇMEDİ” diye fiş imzalardı. Ancak, kalemdeki memurlar, bu fişleri tahrif etmeden, üniversite kütüğüne “sehven” geçemeyen öğrencilerin derslerinin yanına “GEÇTİ” yazıyorlardı. Bu durum, öğrencilerin geçmiş gibi işlem görmesine neden oluyordu.
Skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte, kalemdeki tüm memurlar görevden alındı. Komisyon, öğrenci işleri evraklarına el koyduğunda, sahte evrak ve rüşvetle diploma alanların sayısı oldukça fazlaydı. Aralarında hoca olanlar, Avrupa’da doktora yapanlar ve hakimlik yapanlar da bulunuyordu. Bu durum, dönemin darbe yönetimini zor durumda bıraktı.
Castro Nuri’nin adı, hile yapanların yazılı olduğu ilan tahtasında baş sıradaydı. Ancak, dönemin yönetimi, yolsuzlukların bir kısmını görmezden geldi. Bazı durumlarda ise, yeniden sınav yaparak durumu düzeltmeye çalıştı. Bu süreçte, sahtekarlıkla diploma alanların listesi okulda ilan edildi.
Skandalın büyümesi üzerine, Kalem Şefi Ata Bey tutuklandı. Ancak, yasalara aykırı olarak 30 ay boyunca mahkemeye çıkarılmadı ve kayıplara karıştı. Castro Nuri ise, bu süreçte hülleli sınavla sınıf geçti. Darbe sonrası, kendini “Nasyonal Sosyalist” olarak tanıttı ve avukatlık yapmaya başladı.
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili yaşananlar, Castro Nuri’nin hikayesiyle benzerlikler taşıyor. İmamoğlu, Girne Amerikan Üniversitesi’nden yatay geçiş yaparken, üniversite kütüğüne yanlış bilgi yazılmasıyla ilgili sorunlar yaşadı. Bu durum, geçmişteki diploma skandalının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.