Türkiye ekonomisinde üretim, istihdam ve ihracatta önemli bir yer tutan küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) suni teneffüs ile hayatta tutulmaya çalışıldıkça, Türkiye zombi şirketlerin en fazla olduğu ülkeler arasına girdi. KOBİ'lerin finansal açıdan sağlıklı olmaması ve iflas riskiyle karşı karşıya kalması, bu durumu daha da kritik hale getiriyor. Zombi şirketler, yapılandırılan ve yakın izlemeye alınan kredilerle ayakta kalmaya çalışıyor.
Ekonomistlere göre, yüksek faizle yapılandırılan borçların bankacılık sisteminde ne kadar daha yüzdürüleceği, bu sorunun kilit noktasını oluşturuyor. Türkiye'de 4.4 trilyon liralık KOBİ kredisi borcu ve 95 milyar liraya ulaşan batık kredi hacmi bulunuyor. Bu durum, KOBİ'lerin finansal sağlığını tehdit eden önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
Kamu mevduat bankalarında KOBİ kredilerinin yüzde 52’sini veren bankalarda takipteki alacak oranının bir yılda iki katına çıkması dikkat çekiyor. BDDK verilerine göre, son bir yılda kamu bankalarında KOBİ kredileri yüzde 30 oranında artış gösterirken, takipteki alacaklar yüzde 113 seviyesinde arttı. Bu durum, KOBİ'lerin finansal zorluklarının arttığını gösteriyor.
Özel yabancı ve yerli bankalarda ise KOBİ kredisi hacmi yıllık yüzde 34, takipteki alacaklar ise yüzde 50 artış gösterdi. Bu veriler, KOBİ'lerin borçlanma durumunun giderek kötüleştiğini ve bankaların kredi verme konusunda daha temkinli davrandığını ortaya koyuyor.
Ekonomist İnan Mutlu, zombi şirketlerin borçlarının bir şekilde yüzdürüldüğünü belirtiyor. Kamu bankalarındaki batık KOBİ kredilerinin özel bankalara göre çok daha yüksek olmasının nedenini ise şöyle açıklıyor: “Şimşek ve yönetimi kredi kanallarının daraltılması konusunda politika belirlemeye çalışırken; kamu bankaları ise belirli ölçüde zombi şirketlerin kredilerini, siyasi gerekçelerle yapılandırmaya ya da yeni krediler sunmaya devam ediyor.” Bu durum, kamu bankalarının zombi şirketlere olan yaklaşımını gözler önüne seriyor.
Ekonomist Erol Taşdelen, yüzde 50-60’dan TL kredi kullanan KOBİ’lerin tüm nakit akışlarının bozulduğunu ifade ediyor. Bankalardan kredi alamayanların ise yüzde 75-80 faizle faktoring kullanmak zorunda kaldığını belirtiyor. “Bu oranlara hiçbir firma dayanamaz” diyen Taşdelen, IMF’nin Türkiye raporlarında sorunlu kredilerin oranını yüzde 13 olarak bildirdiğine dikkat çekiyor.
KOBİ’lerde aşırı bir ‘zombi’ firma yoğunlaşması yaşandığına işaret eden Taşdelen, şehirlerin ana caddelerindeki tabelaların önümüzdeki 2 yılda en az yarısının değişeceğini öngörüyor. Bu durum, Türkiye ekonomisinde önemli bir dönüşüm sürecinin yaşanacağına dair bir işaret olarak değerlendiriliyor.
Ekonomik zorluklar ve yüksek faiz oranları, KOBİ'lerin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. KOBİ'lerin geleceği, bu zorlukların üstesinden gelip gelemeyeceklerine bağlı olarak şekillenecek. Türkiye'de KOBİ'lerin durumu, ekonominin genel sağlığı açısından kritik bir öneme sahip.